2016/01/08

Amnezi - Jennifer Rush Kitap Yorumu


Amnezi - Jennifer Rush
Puanım 5/5
Her Şeyi Unutmaya Zorladılar. Ama Asla Unutmayacaklar 
Kendine bile güvenemediğinde, kime inanabilirsin?

Anna'nın hayatı sırlarla kuşatılmıştır. Babası Şube'nin son projesi için, çiftlik evlerinin altındaki laboratuvarda, genetiği değiştirilmiş dört çocuğu gözlemleyip üzerlerinde çeşitli testler yapmaktadır. Ciddi mizaçlı Nick, neşeli Cas, zeki Trev… ve Anna'nın kalbini çalan Sam.

Şube, çocukları geri alma vaktinin geldiğine karar verince Sam bir kaçış planı yapar. Onunla gitmek ve güvenli hayatına devam etmek arasında kalan Anna'yı babası kaçmaya zorladığında Sam de genç kızı her ne olursa olsun Şube'den koruyacağına dair söz verir. Ancak bir sorun vardır: Sam ve diğerleri laboratuvardan önceki hayatlarına ve gerçek kimliklerine dair hiçbir şey hatırlamamaktadır. 

Hayatta kalmak için, Şube onları yakalayıp geçmişlerini tamamen ellerinden almadan önce tüm ipuçlarını bir araya getirmek zorundadırlar. Üstelik Anna kaçışları sırasında Sam'le birbirlerine tahmin ettiklerinden çok daha fazla bağlı olduklarını keşfedecektir...

Bilim kurgu ve aksiyon tarzında olan bu kitap nefesimi kesti. Bilimsel gelişmelerin ne kadar korkutucu olabileceği üzerine kurgulanan bu tarz kitapları çok seviyorum. Yazarın tarzına bayıldım. Hem sürükleyici hem de hikayenin ana unsurlarıni çok sade işlemiş.

Konusuna gelecek olursak, Anna annesi o küçükken ölmüş babası ile birlikte yaşayan bir kız. Babası bir bilim adamı olduğu için evde eğitim görüyor ve tüm hayatı çiftlik, babası ve deneyler için tutulan dört genç çocuk.. Kendini bildi bileli evlerinin bodrumunda olan ve üzerilerinde çeşitli deneyler yapıldığından dolayı sürekli testlere tabii tutulan bu dört çocuğu hem merak ediyor, hemde seviyor. 

Babası çoğu konuda ketum davransa da onlarla ilgili çalışmalara katılıyor. Kafeslerinin dışından da olsa onlara yardımcı olmak için kurabiyeler, kitaplar getiriyor ve aralarında iyi bir ilişki var. Bir gün şube çocukları almaya geldiğinde bildiği tüm hayatı değişen Anna, kendini onlarla birlikte kaçarken buluyor. Naısl kaçmasın ki tüm içgüdüleri Sam'e odaklanmış durumda..

Geliştirilmiş askerler projesinde hafızaları silinmiş olan Sam ve arkadaşları, biyolojik anlamda çok üstün olsalar da kontrol edilemiyorlar ve bu da hayatlarının çoğu kısmını kafeste geçirmelerine neden olmuş. Kendileri ile ilgili bir şey hatırlamamalarına rağmen kaçışlarında bunun ilk olmadığını keşfediyorlar. Tüm ipuçlarını çözüp hafızalarında ki boşlukları doldurmaları ve bir şekilde özgürlüklerini elde etmeleri gerekiyor.

Aynı zamanda Anna'nın rolününde doktorun masum kızından fazlası olduğu anlaşılınca, birbirlerine güvenmeyi öğrenmeleri ve ortak geleceklerini şekillendirmeleri gerekiyor. Bu macerada işlenen romantizm, aksiyon, gizem, sırlar dengesine bayıldım.

Ayrıca kurgusu fantastik olsa da yazar ne detaylarla ne anlatımla sıkmış. Demek ki çok detaya inip insanları bayıltmadan da istediklerini anlatabiliyormuşsun. Öyle iç ses, dış ses diye paragraflarca aynı konu üzerinde dönmeye gerek yokmuş.

Beni her yönden tatmin eden çok beğendiğim bir kurgu oldu ancak çok kısaydı ve hemen bitti. Kesinlikle tavsiye ederim.

Alıntılar

''Israrla sorgulasam da babam programın neyi test ettiğini bana söylemezdi. Laboratuvarı ilk bulduğum zamanlar tek düşünebildiğim buydu. Bodrum katımızda bu dört çocuğun ne işi vardı? Anne babaları neredeydi? Ne kadar zamandır oradaydılar? Babam merakımı giderip sessiz kalmamı sağlamak için bana ne kadar bilgi vermesi gerektiğini çok iyi biliyordu. Şube'yi elbette biliyordum. Ama programı kimin yürüttüğünü bilsem de, bunu neden yaptığını bilmiyordum.''

''Bir şeyleri kağıt üstünde güzelleştirmekte iyiydim; elimde kalem olunca bu benim için kolaydı. Bir şeyleri gerçek hayatta güzelleştirmekse hiç de kolay değildi.''

 Bu benim hayatımdı. Fazla bir şey olmayabilirdi, hatta gerçek bile olmayabilirdi ama benimdi.

''Sen bana saldırıyorsun ve ben yine de seni incitemiyorum. Mantıken kendimi koruyabilmem gerekir ama onun yerine, seni koruyorum. Bana bunun bir yükümlülük olmadığını söyle, Anna. Bana bunun çok mantıklı olduğunu söyle.'' 

''Hatıraların. Oturup bir düşünürsen odanın ne renk olduğunu aslında bilmediğini göreceksin. Ya da kahvaltılarını nerede yaptığını.''




Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

Related Posts Plugin for WordPress, Blogger...

Online Okuyucular;