2016/02/23

Duman ve Kemiğin Kızı Kitap Yorumum

Duman ve Kemiğin Kızı - Laini Taylor
Puanım 5/4

Bir zamanlar şeytanın ininde yerde tüylerle oynayan küçük ve masum bir kızdı.
O artık masum değil..

Zuzana defteri alırken, arkadaşları Pavel ve Dina, kızın omzunun üzerinden çizimlere bakmak için uzandı. Karou'nun çizim defteri okulda bir efsaneye dönüşmüştü ve elden ele dolaşan defterdeki yeni çizimler her gün hayranlıkla incelenirdi. Bu defter hayatı boyunca çiziktirdiği doksan ikinci defter lastik bantlarla sarılıydı ve Zuzana bunları koparırcasına çıkardığı anda defter açılıverdi. Defterin her bir sayfası tutkal ve boyayla öylesine şişmişti ki cildi her an dağılabilirdi. Defter bir yelpaze gibi açılırken Karou'nun özgün karakterleri sayfalar üzerinde harika ve fazlasıyla tuhaf çizgileriyle dalgalandı. Ama kimse bu karakterlerin gerçek olduğunu tahmin bile edemezdi.


Bir varmış, bir yokmuş
Bir Melek'le şeytan birbirine aşık olmuş.
Ve hikayenin sonu hiç iyi bitmemiş.

Karou, Prag'da yaşayan, güzel sanatlar okulunda okuyan ve sıradan yaşama tutunmaya çalışan ancak mavi saçları, dilekçik boncukları ve canavarlardan oluşan gizli ailesiyle kesinlikle sıradan olmayan bir kız.. Kimera'lar tarafından yetiştirilen Karou, tamamen insan olsa da kim olduğunu ve nasıl bu çift yönlü yaşama karıştığını bilmiyor. 

Onu yetiştiren Brimstone, Issa, Twiga ve Yasri birer kimera, sahip olduğu tek ailesi.. Brimstone'un ayak işlerini yapmak üzere geçitte açılan kapılardan sürekli tüm dünyayı gezen ve dişler toplayan Karou, hayatında sürekli bir eksiklik hissi yaşıyor. Sanki başka bir yerde olması gerekiyor ya da yapması gereken çok önemli bir şeyi yapmamış olduğunu hissediyor. Ve bu karmaşık hayatında bir de okulu, resimleri ve arkadaşları var. Aslında bir tane Zuzana.. Karou'nun gizli yaşamından habersiz olan ancak onu gerçek yaşama bağlayan tek kişi..

Hikaye bu şekilde başladığında aslında sıkıldım. İlk 100 sayfasında ilerlemeyecek gibi geldi ancak yazar da haklı.. Bu çift yaşamı anlatmadan balıklama hikayeye atlayamazdı. Sonrası çok kolay aktı ve gerçekten çok merak ettim. 

İki tane dünya var. Birisi insanların yaşadığı sıradan dünya .. Diğeri ise Melekler ve Kimera'ların yaşadığı ve yüzyıllardır savaşta oldukları ikinci dünya.. Akiva bir melek, tüm duygularını öldürmüş ve sadece savaşan bir asker. Karou ile ruh ikizi olan Akiva bir şekilde karşı karşıya gelince, zaten hikaye bundan sonra başlıyor.

Melekler yine tabii ki kibirleri ve karakterleri sayesinde beş para etmez. Şeytanlar yani kimeralar ise, melekler tarafından kullanışmış, görünüşleri yüzünden aptal oldukları varsayılmış bir halk.. Ee bir süre sonrada isyan etmişler. Ancak askeri anlamda ne kadar savaşırlarsa savaşsınlar meleklere denk gelemiyorlar. Hızla azalan sayıları sayesinde savaşı kaybetmemek için bir yol bulmak zorunda kalmışlar. 

Melekleri hiç sevmedim. Kimeralar ise tartışılır. Gerçi hikayede iyi olanlara denk geldim ancak meleklerde böyle bir duygu var mı emin olamadım. Birde Prag o kadar güzel betimlenmiş ki kitapta, zaten merak ediyordum. Merakım iyice arttı. Böyle bir hikaye için gotik yapılarla dolu olan bir şehir çok uygun düşmüş. 

Önemli bir spoiler yemeden sonrasını anlatamam sanırım. O yüzden fantastik kurguları seviyorsanız, hatta son zamanlarda fantastik kurgu adı altında yazılan kitaplar sizi tatmin etmediyse, kesinlikle okuyun derim.

''Ruhun benimkine şarkı söylüyor. Ruhum senin ve hangi dünyada olursa olsun kalbim hep senin olacak. Ne olursa olsun... Seni sevdiğimi hatırlamanı istiyorum.''

''İdam sehpasına tırmanıyor. Elleri arkasından bağlı. Kanatları bağlı. Yüzlerce binlerce yüz ona bakıyor. Ayaklar, toynaklar yeri dövüyor. Çığlıklar ve ulumalar duyuluyor ama bir ses hepsini bastırıyor. Akiva bu. Hayaletleri yuvalarından uğratmak istercesine çığlık atıyor.''

Seri 3 kitaptan oluşuyor. Ülkemizde ikisi çevrilmiş.


Kapaklarına gelirsek, orijinal kapakları kullanılmış ki çok sevdim. Ayrıca ben seriyi gördüğümde, sarayda geçtiğini ve entrikalar, vs olacağı beklentisine girmişim. Neden olduğu konusunda hiç bir fikrim yok. Ama alakası yok. 

*Artemis yayınevi birinci kitabın film haklarının alındığını duyurmuş. İlk kitabı okurken gözümün önünde canlanıyordu zaten sürekli.. Universal'in daha önceki fantastik filmleri göz önüne alınırsa kesinlikle iyi olacağını düşünüyorum.
https://www.facebook.com/artemisseverler/photos/a.614451975277588.1073741827.178489665540490/887839984605451/?type=1&theater




Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

Related Posts Plugin for WordPress, Blogger...

Online Okuyucular;